Üvey Kızım

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Üvey Kızım

Hafta içi bir gece vakti İzmir’den kötü bir haber aldık. Karımın bir yakını vefat etmişti. Vefat eden kişiyi iyi tanımıyordum, henüz iki yıllık evliydik sonuçta… Karım tarafına uzak olduğumuzdan, bir hayli geniş akraba silsilesini tam anlamıyla kavrayamamıştım.

Aslında anlattığı kadarıyla pek yakın bir akraba da değildi, ama o yine de gitmek istiyordu. Eşim önce üçümüz birlikte gitmemizi istedi. Ben, yeni sayılabilecek eşim ve eşimin onyedi yaşındaki kızı Seda…

“Maalesef canım, işimden izin almam mümkün değil…” dedim. Seda da,

“Benim de okulum var anne… Sınavım var, okuldan sonra tenis kursum var. Kesinlikle gelemem ben de…” deyince,

“İstersen sen git canım, ayıp olmasın. Biz Seda ile idare ederiz bir kaç gün…” dedim.

Eşim kısa sürede hazırlandı, onu terminale götürüp İzmir otobüsüne bindirdim. Binbir tembihle bindiği otobüs uzaklaşırken hala pencereden el sallıyordu bana… Eşimi yolcu ettikten sonra ben de güzel ve fingirdek üvey kızımın beni beklediği evimize döndüm, içimde bir sevinç…

Eve döndüğümde Seda geceliğini giymiş, salonda televizyon izliyordu. Annesi varken evde akşamları giydiği pijaması değildi üstündeki… O yatarken giydiğini çok seyrek gördüğüm minicik, seksi, fırfırlı geceliğini giymişti.
Banyoya gidip duş aldım. Duştan sonra üzerime bir şort giyip salona geçtim, Seda’nın yanına oturdum. Geceliği sıyrılmış, ayva tüylü kalçalarına kadar açılmıştı. Biliyordum, mahsus yapıyordu bunu deli kız… Beni delirtmek için, tahrik etmek için yapıyordu.

“Sıhhatler olsun!” diyerek beni yanaklarımdan öptü. “Mis gibi kokmuşsun.”

“Sen de çiçek gibi kokuyorsun canım…” dedim kokusunu içime çekerek… “Tazecik, güzel bir çiçek gibisin.” Kikirdedi bunu duyunca… Hoşuna gidiyordu böyle şeyler söylemem…

Seda 17 yaşında tatlı bir kızdı. Eşimin tek çocuğu olduğu için, öz babasının yokluğunu hissetmemesi için, eşim gibi ben de Seda’yı şımartır, bir dediğini iki etmezdim. Sorunlarını dinler, derslerine yardım eder, yaşıtıymış gibi davranırdım hep…

Annesi yanımızdayken sakin, uslu, ağırbaşlı davranırdık. Fakat ikimizi yalnız bıraktığındaysa iki yaşıt ergen gibi kudururduk evde… Seda ile şakalaşır ve oyunlar oynardık. Tabi, utanarak demeyeyim, çünkü utanmayı bıraktım artık, kızın her tarafını ellerdim.

Belli etmemeye çalışarak, sanki oyunun bir parçasıymış gibi, onun pürüzsüz bacaklarını, irileşmeye, dikleşmeye başlamış portakal irisi göğüslerini çaktırmadan okşardım. Ama eminim hiç bir insan evladı da bu seksi kızı ellemeden bırakamazdı.

Bütün giysileri açık saçık, minicik, bütün güzelliklerini sergileyen şeylerdi hep… Ah o ip askılı tişörtlerinin bol kesim yanlarından görünen pembecik uçlu memeleri… Ah o kalçalarının yarısını zor kapatan minicik şortların açıkta bıraktığı yuvarlacık diri poposu… O avuçlama isteği uyandıran genişçe kalçaların üzerinde bir karışlık incecik beli… Minicik burnu, bal gibi dudakları, bazen at kuyruğu yaptığı uzun sarı saçları…

Ya bütün bu güzellikleri yazın tatile gittiğimiz otellerde minicik bikinileriyle sergilemesine ne demeli? O ayva tüylü bedenine süründüğü güneş kremiyle Ege güneşinin altında sere serpe yatmaları… Islak bikinisinin altında yumruk gibi kabaran bakire amcığının iç açıcı görünüşü…

Şıllık kız, güzelliğinin farkındaydı elbette ve erkekleri kendine baktırmaya, ağızlarının suyunu akıtmaya da bayılıyordu. Yeni cici babası olarak ben de ona hayran erkekler sınıfına katılmıştım doğal olarak… Tek farkım benim bu güzellikleri uzaktan değil, locadan, tam da dibinden izleme şansına sahip olmamdı.

En az onun kadar güzel ve azgın olan annesiyle geceleri sevişirken çoğu kez üvey kızımın görüntüsü gelirdi aklıma… Şeytan işte… Delirirdim o zaman… Yeter demeden üstünden inmezdim karımın… Kerkenez gibi tepesine biner, iliklerimin son damlasını karımın içine boşaltırdım her seviştiğimizde…

İşte, eşimin İzmir’e gitmesiyle, birkaç günlüğüne de olsa Seda ile evde yalnız kalacaktık. Bunun, masum görüntüsünün altında yatan çok seksi, muhteşem, l****a tadındaki kızla ilgili kurduğum erotik hayallerim için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyordum.

Televizyonu Seda ile birlikte izliyorduk. Yan yana… Dip dibe… İyice yanıma sokuldu, kolumu kaldırıp omuzunu sardım. İzlediği saçma gençlik dizisine bakmaya başladım ben de… Hayatımdan memnundum. Şu anda tek sorunum, sertleşen aletimi üvey kızımdan nasıl saklayabileceğimdi.

“Neden sen de annenle gitmedin Seda?” dedim sonunda… “Okulundan izin alabilirdin.”

“Amann… Babamın teyzesinin bilmem nesi… Kalkıp gidecek kadar üzülmedim ki… Hem böyle daha iyi… Annemin yasakları yok. Rahatım. Sen beni annem kadar sıkmıyorsun.”

Omuzunu daha sıkı kavrayıp omuz başından tuttum, iyice kendime çektim. Sımsıkı sarıldım. Seda da iyice yerleşti boşluğuma… Ateş gibi yanıyordu, sıcaklığı beni de yakmaya başlamıştı artık…

“Seni çok seviyorum…” diye mırıldandım. “Senin gibi güzel, cici kızlar sıkılır mı hiç? Sen benim bir tanemsin.” Konuşurken omuzundaki elimi beline indirip kalçasının yuvarlağını okşamaya başlamıştım. “Annen neden kalkıp gitti öyleyse? Bu kadar uzak akrabaysa? Merak ettim doğrusu…”

Başını kaldırıp yüzüme baktı. Söylesem mi acaba modundaydı, hissediyordum. İncecik belini tutup sıktım,

“Söylesene kız… Çıkar şu dilinin altındaki baklayı… Bana söylenmeyen bir şeyler var, hissediyorum. Merak etme, bir şey varsa bile söyleyebilirsin. Annenin ilk erkeği değilim sonuçta…” Durdum, gülerek, “Hem söylersen, belki ben de seni sevindiririm.”

Gözleri parladı bunu duyunca… Hiç dayanamazdı çünkü… Kendisine her istediğini aldığımda kucağıma atlayan kız, şimdi bülbül gibi şakıyacaktı bana…

“Şeyy… Beni satın alamazsın.” dedi gülerek, omuzlarını silkti. Belini sardım iyice, kendime daha da çektim. Yüzümü uzun sarı saçlarına gömüp kokusunu içime çektim.

“Canım… Bir tanem… Ayıp ediyorsun. Satın almak ne demek? Ammaa…”

“Ama…?” diye fingirdedi, başını yukarıya kaldırıp gözlerime baktı merakla…

“Senin telefonun modeli eskimedi mi? Yenisini almak istemez miydin bir tanem?”

“Gerçekten mi? Yeni telefon mu alacaksın bana?” Yarım dönüp boynuma sarıldı, eğilip o körpe dudaklarından öpmemek için kendimi zor tuttum.

“Telefon senin köpeğin olsun bebeğim. Her şeyi alırım sana… Ama sen anlat bakayım şu işin aslını…”

“Şey… Aramızda kalacak ama… Ölümü gör söylersen… Bu ölen kadın annemin teyzesinin kocasının bilmem nesi… Dıdısı… Ama teyzesinin oğluyla annem…”

“Eee? Söylesene kız… Merak etme… Domuz eti yemişim ben küçükken… Kıskançlık sıfır bende… Kıskanç erkek olsam, ne anneni, ne de seni mini eteklerinizle, dekolte elbiselerinizle gezdirir miyim? Fıkır fıkır oğlanların arasına salar mıyım seni salkım saçak? Anlat şunu…”

“Ya… İşte… Kısaca anlatayım. Annemle teyzesinin oğlu eski sevgililer aslında… Ben küçükken bizim evden çıkmazdı hiç… Sonra ilişkileri ortaya çıkınca ayrılmak zorunda kaldılar. Bir sürü olay, kavga… Babam bizi bıraktı. Teyzesinin oğlu da serserinin tekiydi, annemi bırakıp gitti. Sonunda seninle tanıştı annem, seninle evlendi.”

“Şimdi onunla buluşmaya mı gidiyor yani, öyle mi?”

“Eh… Teselli edecektir herifi… Aşıktı o yakışıklı serseriye, özlemiştir biliyorum… Ama dönüp gelir, merak etme… Ne mal olduğunu öğrendi çünkü… Kızmadın değil mi anneme? Kıskanç, kaba bir erkek değilsin sen, kendin de söyledin.”

Aslında evlenirken eşime eskileri sormayacağıma söz vermiştim. Böyle güzel bir kadının bana gelene kadar erkeklerle bir şeyler yaşamamış olması mümkün değildi, biliyordum. O da anlatmamıştı bana… Ama şimdi karımın eski kırıklarını, aşk maceralarını kızından öğrenmek biraz şaşırtmıştı beni…

Meğer kocasını teyzesinin oğluyla boynuzlayan bir kadınmış benim karım… Televizyona görmeyen gözlerle bakıyordum. Seda da susmuş, anlattıklarına benim ne tepki vereceğimi bekliyordu.

Tamam ben karıma söz vermiştim. Eskileri sormayacaktım, kıskanmayacaktım. Fakat bana söylemeden eski sevgilisine koşması biraz kızdırmıştı beni doğrusu… Fıstık gibi seksi kızını benim yanımda bırakarak hem de… İki yıllık yeni kocasına emanet ederek… Eğilip yanağından öptüm kızımı,

“Teşekkür ederim canım… Öğrendiğim iyi oldu.” dedim.

“Telefon işini unutmuyorsun değil mi?”

“Yarın telefon elinde… Merak etme…”

Onu televizyon izlerken bıraktım, salondan kalkıp bilgisayarın bulunduğu odaya geçtim. Kısa bir iç hesaplaşma süreci yaşadım. Çok sürmedi ama… Şimdiye kadar hep tabu diyerek kendime yasakladığım, hayal kurmakla yetindiğim şeyleri yapabilirdim. Annesi engelleri yıkıp kaldırmıştı. Artık Seda’ya yapacaklarım için bir bahanem vardı.

Bilgisayarı açıp, hoparlörün sesini kapatıp, açık bir film izlemeye başladım. Şortumun içinde penisim çoktan kalkmış, kazık gibi olmuştu. Daha sonra filmi pauseye basarak ekranın altına attım. İnternetten erotik ve hafif pornografik resimlerin olduğu sitelere girdim ve onları da ekranın altına attım.

Bilgisayar koltuğunu sonuna kadar arkasına yaslayıp, şortumun içinde sikimi de ayarladıktan sonra içeriye seslendim,

“Seda… Bırak şu televizyonu artık… Gelsene, internette biraz sörf yapalım. Yeni çıkan telefon modellerine bakarız!“

Seda televizyonu kapatıp hevesle geldiğinde koltukta yanıma oturttum. Birlikte birkaç alışveriş, teknoloji sitesi gezip telefonlara, yorumlara baktıktan sonra, dudaklarını büzerek,

“Çok dar ama bu koltuk, rahat değilim ben…” dedi. O anda köfte dudaklarını ısıra ısıra öpmek geldi içimden, yapamadım,

“İdare et canım… Seni kucağıma oturtacak halim yok ya…” dedim gülerek… O da güldü, şımarık bir hareketle kıçını kaldırıp bir anda kucağıma oturuverdi,

“Niye oturmayacakmışım?” dedi. “Sanki yabancı mıyız biz? Üvey de olsak, baba kız sayılırız, öyle değil mi?”

Neredeyse nefesim kesilir gibi oldu kızın taş gibi kalçalarını kucağımda hissedince… Ben yanında oturmaya, sıcak tenini hissetmeye razıyken sikimin üstünde dolgun kalçalarının baskısı bitirmişti beni…

Ben arkama yaslanmış onu izliyordum, onun kalçaları ise benim yarağıma yaslanmış, yarağımla adeta dans ediyordu. Seda bir süre sonra,

“Aaa, bunlar da ne? Bir sürü spam sayfa açılmış!” diyerek, ekranın altına attığım erotik sayfalardan birini açtı. Pür dikkat ekrandaki açık saçık resimleri inceliyordu. Neye baktığını çok iyi bildiğim halde,

“Dur bakayım, neymiş onlar?” diyerek, resimlere birlikte bakmaya başladık. “Nerden çıkmış bunlar böyle… Off, off…” Güldü benim oflamalarıma,

“Aman sen de… Denizde bana bakan erkekler gibi oflamasana…” dedi. Yine de resimleri tek tek incelemeyi bırakmamıştı.

“Sen de adamları suçlamasana… Senin gibi fıstığa bakıp da of çekmeyen erkek sayılmaz ki canımın içi…” diyerek ensesinden öptüm. Gıdıklanıp kaçmaya çalıştı dudaklarımdan…

Ekranın altına attığım sayfaları özellikle seçmiştim. Resimler, tangalı ve sütyenli genç kızların hafif erotik pozlarından başlıyor, ilerleyen sayfalarda tamamen çıplak pozlarla devam ediyor, daha sonraki sayfalarda ise resimler kademeli olarak resmen sikişli sokuşlu pornoya dönüşüyordu.

İlk sayfaya bakarken, aynı zamanda da resimlerdeki yarı çıplak kızların vücutları hakkında yorum yapıyorduk. Seda’nın kendi göğüsleri çok küçük olduğundan, özellikle resimlerdeki kızların göğüsleri hakkındaki düşüncelerimi öğrenmeye çalışıyordu. Ben de özellikle küçük göğüslü kızları beğendiğimi söylüyordum.
“Ama baksana şu koca memelere… Erkekler böyle koca memeleri seviyor bence… Sen ne diyorsun?”

“Lütfen, seninki gibi portakal memeler daha güzel, daha estetik bence… Bu kadınların memelere baksana, sarkmış çoğu… Sarkmayanlar da silikonla şişirilmiş, suni hepsi….” Elimi yukarıya götürdüm, hafifçe göğsünü tutup sıktım, bıraktım,

“Ahhh…” dedi, dudaklarını ısırdığını gördüm,

“Bak, senin memen taş gibi yavrum. Onlarla karşılaştırma bile yapılmaz. Seninkiler harika… Doğal…”

Sıra açık saçık porno resimlere geldiğinde, Seda kalçalarını kalp gibi atan yarağıma daha çok bastırmaya başladı. Yarağımı şortumun içinden çıkarmaya karar verdim.

“Hoparlörün sesini açar mısın?” dedim.

Seda hoparlörün düğmesini açmak için kucağımdan kalkıp öne doğru eğildiğinde yarağımı şorttan çıkarıp, geri otururken yarağımın üzerine oturmasını sağladım. Şimdi yarağımla Seda’nın amı arasında sadece geceliğinin altındaki külodu vardı. Küloduna rağmen kızın bakire amının kavurucu sıcaklığını erkekliğimde hissedebiliyordum.

Seda yarağımın üzerinde hafif hafif ileri geri sürtünerek, porno sayfaların birini kapatıyor diğerini açıyordu. Ben de bu arada bir elimi geceliğinin altına, göbeğine sokarak, hafif hafif göbeğini okşuyordum.

“Ne kadar kocaman şeyleri var bunların?” dedi biraz şaşırarak…

“Eh, normal şeyler bunlar… Adamlar porno yıldızı… Sikleri büyük olmasa pornolarda oynatmazlar ki… Kadınlar da öyle… Baksana şunların güzelliklerine… Nasıl sevişiyorlar değil mi?

“Nasıl alıyorlar bunları… Sikleri peki? Canları yanmıyor mu?” Ah benim meraklı l****am ah… Nasıl da hiç bilmiyormuş gibi masum masum soruyor, nasıl da kışkırtıyor insanı…

“İstediği kadar büyük olsun bebeğim. Kızlar zevk alınca amcıkları sulanır, kayganlaşır. O sikiştikleri erkeklerin koca yarakları yağ gibi kayar amcıklarında… Kaydıkça daha da zevk alırlar, daha da ıslanırlar…”

Bunu anlatırken elimi önüne götürmüştüm geceliğinin altında… Yumruk gibi kabarıp şişmişti kızımın amcığı… Parmaklarımın ucu köz ateşe değmiş gibi yandı sanki… Ürkütmemek için hemen çektim elimi…

“Ayy… Yapmaa…” dedi fısıldayarak… “Bunlara baktığımızı anneme söylemeyeceksin, değil mi?” dediğinde, göbeğini okşayan elimi yukarı, sütyensiz göğsüne götürdüm. Uçları kabarmıştı, zevk alıyordu kaltak… Hafifçe okşayarak,

“Merak etme canım… Yaşadığımız her şey aramızda sır olarak kalacak! Hem sen artık büyüdün, yetişkin genç kız oldun. Bazı şeyleri keşfedip yaşamak senin en doğal hakkın!” dedim.

Seda’nın nefes alışverişi sıklaşmış ve her nefes alıp verdiğinde sertleşmiş göğüs ucu avucuma değiyordu. Artık filmi açma zamanı gelmişti, öne doğru eğilerek filmi tıklayıp tam ekran yaptım ve starta bastım. Filmden gelen şehvet dolu inleme sesleri eşliğinde sevişen kadın ve erkekleri izlemeye başladık.

Bu anları yaşayacağımı hayal bile edemezdim. Fantazilerimi süsleyen seksi kızım yarı çıplak kucağıma oturmuş, merakla porno film izliyordu. Filmi ileri geri alma bahanesiyle, kucağımdaki Seda’nın külotlu amına sürtünüp duruyordum.

Seda filmi izledikçe, kadının amına girip çıkan porno yıldızı erkeğin koca yarağını gördükçe, külodunu zorlayan sertliğin nedenini anlamıştı. Ve hiç bozuntuya vermeden kendisi de minik yaylanma hareketleriyle yarağıma sürtünüyordu. Arkama iyice yaslandım ve Seda’yı yarağımın üstünde tutarak sürtünmesine yardımcı oldum.

Çok geçmeden sikimin teninde külodunun ıslandığını hissettim. Az sonra da ekranda feryat figan orgazm olan kadınla beraber kasıldığını, titrediğini… Seda da orgazm olmuştu. Bense neredeyse boşalmak üzereydim ve kendimi zor tutuyordum. Boşalırsam Seda’yı ürkütebilirim diye düşünüp tuttum kendimi…

Neyse ki film fazla uzun değildi, çabuk bitti. Hemen Seda’yı kucağımdan kaldırdım ve yarağımı şortumun içine sokup bilgisayarı kapattım. Banyoya zor yetiştim ve yarağımı şortumdan çıkarır çıkarmaz müthiş bir patlamayla boşaldım. Döllerim lavabonun üstündeki aynaya kadar fışkırmıştı.

Boşalmam bitince tuvalet kağıdıyla aynayı ve lavaboyu silerek fışkırmış dölleri temizledim. Sonra duşa girip yarağımı yıkadım. Kurulanıp şortumu tekrar giydim ve banyodan çıktım.

Seda bu arada salona geçmiş, televizyonu açmıştı. Üçlü koltuğa uzanmış, gözleri kapalı yatıyordu. Biraz önce yaşananlardan utanmış olsa gerek, uyuyor numarası yapıyordu. Uyumadığını biliyordum, fakat onun bu oyununa katılmaya karar verdim. Televizyonu kapattım ve yanına giderek,

“Seda, uyuyor musun güzelim?” diye seslendim. Seda cevap vermeden arkasını döndü ve uyuma numarasına devam etti. Minik gecelik sıyrılmıştı iyice… Ağı ıslanmış külodu iştah açıcı görünüyordu. Saçlarını okşayarak,

“Seda, burada uyunmaz, kalk yatağına yat!” dedim. Seda gözlerini açmadan sağa sola biraz kıpırdadı, ama yatmaya devam etti.

“Kalk canım, seni yatağına götüreyim!” diyerek kucağıma aldığımda, gözleri kapalı bir şekilde,

“Annem yok… Korkarım yalnız yatmaktan… Bu gece senin yanında yatayım, ne olur!” diye mırıldandı.

“Tamam canım!” diyerek bizim yatak odasına götürdüm, yatağa yatırdım.

Gece lambasını yaktım, şortumu da çıkarıp ben de yatağa uzandım. Seda arkasını bana dönmüş uyuma numarasına devam ediyordu.

“Seda canım, hava sıcak, bunalırsın!” diyerek çekiştire çekiştire, geceliğini üstünden çıkardım. Şimdi sadece külodu kalmıştı ve külodunun arkası iyice götünün yanakları arasına girmişti.

Bir süre tüyleri kabarmış poposunun o halini, güzel manzarayı seyrettim. Sikim yine sertleşmişti, sıvazlayıp okşadım seyrederken… Biraz sonra kulağına eğilip,

“Külodunu da çıkarayım mı canım?” diye sordum. “Daha rahat edersin, rahat uyursun.” Seda sadece,

“Hı hı!” diye mırıldanınca, külodunu yavaşça çıkardım. Şimdi ikimiz de çırılçıplaktık. Tam arkasına 66 pozisyonunda yanaşıp, yarağımı bacak arasına doğru yerleştirip ona sarıldım.

Uyumak bir yana, Seda’nın kalbi hızla çarpıyordu. Yarağım amının dudakları arasında dolaşırken nefes alışverişleri hızlanıyordu. Amının suyu yarağıma bulaşmaya başlamıştı.

Arkasından çekilip, Seda’yı sırt üstü yatırdım. O halen uyur numarasına devam ediyordu. Elimi küçücük göğüslerine götürüp biraz okşadıktan sonra, göbeğine, oradan da amına geldim. Parmaklarım amının dudaklarında gezindikçe, Seda soğukta kalmış kuş gibi titremeye başladı. Sonra bacaklarını aralayıp, o körpecik amını doyasıya öpüp yaladım. Klitorisini emmeye başladığımda, Seda kasıklarını yükseltip amını ağzıma bastırıyordu. Birden elektriğe çarpılmış gibi titreyerek orgazm oldu. Ben yalamaya devam ediyordum. Seda orgazm olduktan sonra amını yalamama fazla dayanamadı ve bacaklarını kapadı.

Yataktan kalkıp, komodinin üzerinde duran kağıt havludan bir iki tane alıp, önce yarağımın ucundaki zevk suyunu sildim, sonra elime birkaç tane kağıt havlu alarak Seda’nın başucuna dikildim.

Seda’nın halen gözleri kapalıydı. Yarağımı dudaklarına sürdüm, ağzına almasını istiyordum. Hafifçe araladığı iki dudağının arasına yarağımın başını sokup, hafif hafif gidip gelmeye başladım.

Her gidip gelişimde birazcık daha soktum ağzına. Yarağımın sadece kafası ağzındaydı, öylece hızlanıp zevkin doruğuna çıktım. Boşalmama yakın yarağımı ağzından çıkarıp, elimdeki kağıt havluya boşaldım. Sonra banyoya gidip yarağımı yıkadım.

Yatağa geldiğimde, Seda yüzüstü dönmüştü, aklı sıra uyuyor numarasına devam ediyordu. Ensesinden başlayarak, omuzlarını, sırtını, belini öptüm yaladım, kalçalarına geldim. Süt gibi götünün yanaklarını ayırıp, minnacık göt deliğini dilledim.

Dilimi götüne soktuğumda, Seda zevkten çığlık atmamak için yastığı ısırıyordu. Seda’nın öpülmedik, koklanmadık, yalanmadık yerini bırakmadım. En son ben sırtüstü yatıp, Seda’yı üzerime aldım. İki elimle kalçalarından tutarak, amıyla yarağıma sürtünmesine yardımcı oldum.

Seda bir kez daha orgazm olurken halen uyur numarasına devam ediyordu, ancak bir süre sonra üzerimde gerçekten uyudu.Sabah erkenden kalkıp, Seda’nın külodunu ve geceliğini giydirdim ve üzerine battaniye örttüm. Benim işe gitmem gerekiyordu, Seda’nın da okulu vardı. Ben hazırlandıktan sonra onun kahvaltısını hazırlayıp uyandırdım. Zor da olsa kalktı. Ona iyi dersler dileyip evden çıktım, işe gittim.

İş yerimde sürekli gece olanları düşünüp, akşamı iple çekiyordum. İşten çıkıp telefoncuya uğradım. Söz verdiğim telefonu alıp eve geldiğimde, Seda henüz gelmemişti. Benden yarım saat sonra tenis kursundan döndü.

Tenis kursundan geldiğinde hep duş alırdı. Tenis çantasını bırakıp banyoya duş almaya girdi. Bu fırsat kaçıramazdım. Bir iki dakika sonra banyonun kapısını tıklatıp açtım ve

“Seda, telefonu sormadın hiç…” dedim. Çırılçıplak, körpecik vücudunun her yerinden sular köpükler süzülüyordu. Öyle güzel bir manzaraydı ki… Benim kapının önünde durup onu izlememden hiç rahatsız olmamıştı Seda…

“Teşekkür ederim.” dedi başını yan çevirip… “Sözünü tutan bir erkeksin sen… Alacağını biliyordum.” Elindeki köpüklü lifi göğüslerine,karnına, apış arasına sürüp duruyordu. Onu seyrettikçe sikimin zonkladığını hissediyordum. Taş gibi olmuştum yine…

“Peki, sırtını sabunlamamı ister misin canım?” diye sordum. Sadece kafasını çevirip, “Hı hı!” diye onaylayınca banyoya girdim.

Hemen soyundum ve ben de Seda’nın yanına, duşun altına geçtim. Sırtını sabunlama bahanesiyle, şampuanla omuzlarından başlayarak sırtını, belini, kalçalarını, baldırlarını topuklarına kadar masaj yaparak köpüklere buladım.

Topuklarına geldiğimde yere oturdum. Arka tarafını sabunlamam bitince, önünü döndürdüm ve bacaklarını hafif araladım. Ayak parmak uçlarından başlayarak bacaklarını, amını, göbeğini, göğüslerini yine masaj yaparak sabunladım.

Ayağa kalkmıştım, fakat yarağım da ayaklanmıştı. Ben Seda’nın sabunlu vücudunu ılık suyla durularken, o gözlerini kalkmış yarağıma dikmişti.
Seda’yı duruladıktan sonra arkamı dönüp ben duş almaya başladım. Seda ise bir elinde şampuan şişesi ile kolumdan çekerek,

“İstersen ben de senin sırtını sabunlayayım?” dedi. Zaten beklediğim de buydu, onun için,

“Çok iyi olur canım!” dedim. Benim ona yaptığım gibi, sırtımı sabunlayıp topuklarıma geldiğinde, ona önümü döndüm ve bacaklarımı hafif araladım. Yarağım dimdik ayaktaydı.

Ayaklarımdan sabunlamaya başlayıp, bacaklarımdan yukarı çıkarak yarağıma geldiğinde, Seda’nın yüzü kasıklarımın hizasında ve dudakları yarağıma birkaç santim mesafedeydi. Başının arkasından küçük bir dokunuşla dudaklarını yarağıma yapıştırıp devam etmesini söyledim.

“Dünkü filmi hatırlıyor musun? Kızlar erkeklerin sikini nasıl yalıyordu… Hadi sen de bana aynısını yap canım…”

Yarağımın başını biraz öptü yaladı, taşaklarımı okşadı, ama bu benim için yeterli değildi.

Ayağa kaldırdım. Elinden şampuanı alıp, önce yarağımı sıvayıp, sonra elime bolca şampuan döktüm ve amını şampuanladım. Bacaklarını açıp, ayaktayken Seda’yı kucağıma aldım.
Seda kollarını boynuma, bacaklarını da belime dolamıştı. Ben de kalçalarından tutuyor ve götünün yanaklarını yoğuruyordum. Bu pozisyonda yarağım amının küçücük dudakları arasına yerleşmişti. Amına girmek için yanıp tutuşuyordum. Seda’nın kulak memelerini biraz yalayıp emdikten sonra, kulağına,

“İçine girmemi ister misin?” diye fısıldadım. Seda kollarını boynuma daha sıkı dolayarak,

“Hı hı!” diye mırıldandı. “Kızlığımı bozacak mısın şimdi? Canım yanacak ama…”

“Biraz… Korkma sakın… Kendini rahat bırak… Sonra çok zevk alacaksın… Pornodaki kızlar gibi zevk alacaksın. Çok güzel olacak… Sikim amında kaydıkça zevkten delireceksin bebeğim… İnan bana…”

Kendini tamamen bana teslim eden kucağımdaki Seda’yı, birkaç kez ileri geri yaptırarak, yarağımın kafasını amının deliğine denk getirdim. Ritmik hareketlerle yarağımın üstüne bırakmaya başladım.

Yarağımın kafası amına girince, Seda kendini sıkıp kasmaya başladı. Köfte dudaklarını ısırıyordu.

“Sıkma kendini, serbest bırak!” dedim. Kendini serbest bırakınca Seda’yı yarağımın üstüne bıraktım. Aynı zamanda yarağımın daha derine girebilmesi için hamle yaptım, iyice bastırdım. Seda’nın çığlığı banyoyu inletirken, yarağım tamamen amının içinde kaybolmuştu.

O kadar sıcaktı ki, adeta yarağımı bir yanardağın içine sokmuştum. Kucağımda hoplatırken, Seda ağlamaya ve

“Çıkar, çok acıyor!” demeye başlamıştı. Bir elimle ağzını kapatıp,

“Tamam, birazdan çıkaracağım, ama ağzını açtığımda bağırma!” dedim ve alttan amına bir kaç kez daha kökledim.

Seda’nın körpecik amını saatlerce sikmek isterdim, fakat çok geçmeden boşalmak üzere olduğumu hissettim. Seda’yı koltuk altlarından tutarak yarağımdan kaldırmaya çalıştım, ama yarağım oraya çakılmış gibiydi ve zevkten ölüyordum, neredeyse patlamak üzereydim.

Hızlı bir şekilde kaldırıp içinden çıkmamla birlikte, Seda’nın amından kan, yarağımdan da döl boşaldı! Ayaklarını yere bastırdım. Sımsıkı sarıldım. Küvetin dibindeki deliğin etrafında bir girdap ulaştıran pembemsi kanlı köpüklü su döne döne yavaşça boşalıyordu.

Duş başlığını kasıklarına tutup iyice temizlenmesini sağladım. Sonra da banyo havlusuna sarıp kucağıma aldım. Götürüp yatağa yatırdım yaralı kuşumu… Aceleyle ben de kurulandıktan sonra çıplak vaziyette yanına uzandım, sımsıkı sarıldım. Kollarımın arasına girdi.

“Canın çok yanmadı değil mi?” diye sordum

“Biraz yandı.” dedi. “Ama geçti şimdi… O kadar canım yanmıyor.”

“Bundan sonra daha güzel olacak. Dediğim gibi, çok zevk alacaksın. Sana sevişmeyi, seks yapmayı öğretirim. Oğlanlarla daha rahat hareket edersin. Bu güzelliğinle, seksiliğinle mest edersin onları…”

“Annemin haberi olmaz değil mi?”

“Korkma canım… İkimizin minik sırrı bu… Hem haberi olsa da bir şey diyemez bize… O da şu anda sevgilisinin kollarında zaten… Sevgilisinin sikini alıyor amına… Hadi biraz uyu da, dinlenip kendine gel. Biz de annen gibi sevişelim, mutlu olalım.”

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın